Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

gün ışığına çıkmak

  • 1 gün ışığına çıkmak

    проясни́ться (о положении и т. п.)

    Türkçe-rusça sözlük > gün ışığına çıkmak

  • 2 gün ışığına çıkmak

    v. emerge, surface

    Turkish-English dictionary > gün ışığına çıkmak

  • 3 gün

    gün Tag m; Sonne f;
    -den gün almak sich einen Termin holen (bei D);
    gün bugün (oder o gün bugündür) (das ist) die Gelegenheit;
    gün doğar der Tag bricht an; das kommt ( bana mir) zupass;
    gün durumu Sonnenwende f;
    çocuğa gün (oder güneş) geçti das Kind bekam einen Sonnenstich;
    gün gibi açık sonnenklar;
    gün görmedik yer (ein) Platz ohne Sonne, fam wo die Sonne nicht hinkommt;
    bu oda hiç gün (oder güneş) görmez in dieses Zimmer fällt keine Sonne;
    gün görmek fig gut leben;
    gün görmüş a … der viel erlebt hat;
    gün günden von Tag zu Tag;
    gün ışığına çıkmak ans Licht kommen;
    -e gün koymak ein Datum bestimmen, einen Tag ( oder Tage) ansetzen (für A);
    gün yapmak einen Tag im Monat Gäste haben;
    günden güne von Tag zu Tag;
    günlerden bir gün eines (schönen) Tages; einst, (es war) einmal;
    günleri gece olmak in eine bedauernswerte Lage geraten;
    onun günleri sayılı seine Tage sind gezählt;
    günü gününe fristgerecht;
    günü yetmek Tod, Geburt nahe bevorstehen;
    günün adamı Held m des Tages;
    günün birinde eines Tages;
    günün konusu Tagesgespräch n;
    gününü doldurmak eine bestimmte Frist abwarten;
    gününü gün etmek herrlich und in Freuden leben;
    gününü görmek schlecht ausgehen (für A); Frau die Regel haben; glückliche Tage seiner Kinder erleben;
    gününü göstermek (-e) jemandem einen Denkzettel geben;
    adi gün, iş günü Werktag m;
    tatil günü Feiertag m;
    bir gün eines Tages; einst, einmal; irgendwann;
    birkaç gün önce vor einigen Tagen;
    her gün jeden Tag;
    geçen gün vorgestern; neulich, dieser Tage;
    bu günlerde dieser Tage, demnächst;
    ak (kara) günlerde in guten (schlechten) Zeiten

    Türkçe-Almanca sözlük > gün

  • 4 gün

    да́та (ж) день (м)
    * * *

    bir gün daha geçti — а) прошёл ещё оди́н день; б) одна́жды, ка́к-то; ка́к-нибу́дь

    bir gün size de uğrarım — я ка́к-нибу́дь загляну́ и к вам

    günlerce — на протяже́нии мно́гих дней

    günlerden bir gün / günün birinde — в оди́н из дней, одна́жды, ка́к-то раз

    bu günlerde — на э́тих днях

    gününde — а) в тот же день; б) во́время, своевре́менно

    günden güne — день о́то дня, с ка́ждым днём

    2) день, да́та

    doğum günü — день рожде́ния

    gün koymak — а) дати́ровать; б) назнача́ть день

    Zafer Günü — День Побе́ды

    3) хорошо́ / счастли́во про́житое вре́мя

    gün görmüştü — он хорошо́ пожи́л, ему́ хорошо́ жило́сь

    gün görmemek — не ви́деть све́тлых дней

    4) со́лнце

    gün ağarmak — рассвета́ть

    gün atmak — всходи́ть - о со́лнце

    gün batmak — сади́ться - о со́лнце

    gün çarpması — со́лнечный уда́р

    gün doğmak — а) наступа́ть - о дне; б) перен. повезти́, посчастли́виться

    ona da gün doğdu — и ему́ сча́стье привали́ло

    gün geçmek — а) перегре́ться на со́лнце; б) получи́ть со́лнечный уда́р

    gün görmez / görmedik yer — ме́сто, куда́ никогда́ не захо́дит со́лнце

    gün kavuşmak — сади́ться - о со́лнце; вечере́ть

    ••

    gün güne uymazпосл. день на день не прихо́дится

    - gününü beklemek
    - gününü saymak
    - gününü gün etmek
    - günleri gece olmak
    - gününü görmek
    - gününü göstermek
    - gün ışığına çıkmak
    - gün yapmak
    - günü yetmiş

    Türkçe-rusça sözlük > gün

  • 5 gün ışığı

    ohne pl Tageslicht nt
    \gün ışığına çıkarmak/çıkmak ans Tageslicht bringen/kommen

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > gün ışığı

  • 6 gün

    "1. day. 2. daytime, day. 3. sun. 4. daylight, sunlight. 5. day, time. 6. day, days, time, times, period. 7. happy days, better times, days of happiness. 8. special day, feast day. 9. a woman´s at-home day. 10. date (a given point of time). -lerce for days. -ün adamı 1. man of the hour, man of the day. 2. a man for all seasons. - ağarmak for day to dawn, for dawn to break. - ağarması daybreak, dawn. - almak /dan/ 1. to get an appointment (from). 2. to have passed (a certain age) by (a specified number of days). - atlamamak not to miss out a day. - batması sunset, sundown. -ün birinde 1. one day, some day. 2. once, at one time in the past. -lerden bir gün once upon a time. - bugün. colloq. Now is the time. - doğmadan neler doğar. proverb A lot can happen between now and then. - doğmak 1. for the sun to rise, for day to dawn. 2. /a/ (for someone) to have an unexpected opportunity or stroke of fortune. -ünü doldurmak 1. to complete a period of time. 2. fin. to fall due, mature. - durumu astr. solstice. -leri gece olmak /ın/ to fall on evil days, meet with misfortune. -ü geçmek /ın/ (for a woman´s period) to be late. - gibi açık/aşikâr altogether clear, very clear, manifest. - görmek to see happy days. -ünü görmek 1. to come to a bad end; to suffer for one´s errors. 2. /ın/ to see (one´s grown-up offspring) living a happy life. 3. to menstruate, have one´s period. - görmemek to know nothing but unhappiness. - görmez 1. (place) which doesn´t get any sunlight, sunless. 2. (someone) who never gets out in the sun. - görmüş 1. (someone) who has seen better days. 2. experienced. -ünü görürsün! I´ll show you!/You´ll get what´s coming to you!/You´ll get your just deserts! - göstermek /a/ to make (someone) live happily. -ünü göstermek /a/ to show, punish (used as a threat). -den güne/- günden from day to day, gradually. -ü gününe 1. day by day. 2. to the very day. -ünü gün etmek to be really enjoying oneself, be having a real good time, be having a hell of a good time. -ü gününe uymamak to be capricious, be fickle. - ışığına çıkmak to come to light; to become clear. - kavuşmak/inmek for the sun to set/go down, for night to fall. - koymak /a/ to put aside a day, assign some time (for). - ola harman ola. colloq. One day its time will come. -leri sayılı olmak to be near death. -ünü/-lerini saymak to be waiting for death. - sürmek to live prosperously. - tutulmak for the sun to be eclipsed. - tutulması astr. solar eclipse. - tün eşitliği astr. equinox. - yapmak (for women) to be at home to guests. -ü yetmek 1. (for something) to fall due, be due. 2. (for one´s last hour) to be at hand. 3. (for a woman) to fill up her term of pregnancy. "

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > gün

См. также в других словарях:

  • gün ışığına çıkmak — 1. açıklığa kavuşmak, aydınlanmak 2. (bir sorun veya bir durum) açıklığa kavuşmak, aydınlanmak Bu mesele gün ışığına çıkmadıkça toplumun doğru dürüst bir düzen kurabileceğine inanmak zordur. B. R. Eyuboğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gün — is. 1) Güneş Gün biraz yükselince ıssı bir sıcak kırları kapladı. M. Ş. Esendal 2) Güneş ışığı 3) Gündüz Güneş, bütün gün enselerinde boza pişirmiş. H. Taner 4) Yer yuvarlağının kendi ekseni etrafında bir kez dönmesiyle geçen 24 saatlik süre Kız… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gün ışığı — is. Aydınlık Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller gün ışığına çıkmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»